25 2024
Sitemize Hoş Geldiniz...
Üye Girişi
DÜŞLEDİKÇE VAR EDECEKSİNİZ  

Hastanenin bir koğuşunda üç kötürüm bulunuyordu. Bunlardan koğuşa ilk gelen, pencerenin önüne; ikincisi ortaya, üçüncüsü ise kapı kenarına yatırılmıştı. Ortadaki hasta iyimser bir adam olduğu için neşeli konuşmalarıyla diğerlerini eğlendiriyor ve acılarını azaltmaya çalışıyordu. Soğuk bir kış gecesinde pencerenin yanındaki hasta öldü. Onu kaldırdıktan sonra, yerine ortadaki hastayı yatırarak boşalan yere yeni bir hasta getirdiler. Pencere önüne alınan iyimser adam, dışarıda gördüklerini arkadaşlarına anlatmaya başladı. Yol kenarındaki parkı, dev çınar ağaçlarını, cıvıldaşan kuşları, işlerine koşuşan insanları, neşeli kuşları ve karşı dağlardaki çiçek dolu tarlaları uzun uzun anlatarak çaresiz durumdaki arkadaşlarını rahatlatıyordu. Adam bir müddet sonra, gelip geçenlere isimler takmaya başladı. Öteki hastalar, sabahları işe gidenlerin, seyyar satıcıların ve akşam vakti yorgun argın eve dönenlerin hikayelerini dinleye dinleye, onları gözleri önünde canlandırabiliyordu. Kısa bir süre sonra, hastanenin ruha ağırlık veren havası dağılmış ve bir türlü geçmek bilmeyen can sıkıntılı saatleri, tatlı hikayeler doldurmuştu. Bir gün ortadaki adamın aklına ansızın bir fikir geldi. Eğer pencerenin önündeki hastaya bir şey olacak olsa oraya kendisi geçecek, dışarıdaki renkli ve canlı hayatı bizzat kendi gözleriyle görecekti. Bu düşünce kafasında yer etti. Yattığı yerden hep bunu düşünüyor ve çareler araştırıyordu. Sonunda onu buldu. Pencerenin önündeki hastaya sık sık kriz geliyordu. Adam bu durumda komodinin üzerindeki ilaca güçlükle uzanıyor ve odada hasta bakıcı bulunmadığı için kendisi alıyordu. Bir gece, pencere önündeki hastaya yine bir kriz geldiğinde, ortadaki hasta büyük bir gayretle doğrularak onun ilacını deviriverdi. Şişe yere düşmüş ve paramparça olmuştu. Ertesi sabah pencerenin önündeki hastayı ölü buldular. Ve onu kaldırdıktan sonra, ortada yatan hastayı cam kenarındaki yatağa geçirdiler. Adam göreceği manzaranın heyecanıyla dışarıya baktığında beyninden vurulmuşa döndü. Pencerenin birkaç metre ötesinde, simsiyah duvardan başka bir şey yoktu…
Bir düştü, simsiyah duvarı yemyeşil, cıvıl cıvıl bir alana çeviren… Bir düştü, devam edemeyeceğini hissettiği anda direnmesini sağlayan… Ve bir düştü, etrafındakilere can vermesini sağlayan… Evet, düş kurmamaktır, asıl budalalık olan ve yaşam damarını kesmektir, düş kuranları ortadan kaldırmak. Size “aklı bir karış havada” diyenler de olacaktır, gördüklerinizi kıskananlar da. Ama siz düşledikçe var olacak, düşledikçe var edeceksiniz.
Önceki Sayfa

Mevzuattaki GelişmelerPratik BilgilerDuyurularMali TakvimFaydalı LinklerSoru CevapDöviz Kurları Arşiviİdealist
Copyright © 2003 İdeal Yeminli Mali Müşavirlik Ltd.Şti. Yasal uyarı için tıklayınız.
Web Tasarım Ardemsoft