6 2024
Sitemize Hoş Geldiniz...
Üye Girişi
BİZ DİYEBİLMEK  

Dünyaya geldiği andan itibaren birey olabilmek için uğraşır insanoğlu. Var olduğu küçük aile birliğinden başlayan, yaşadığı çevre ve topluma uzanan kendini kabul ettirme ya da başka bir değişle kabul görme çabası içindedir. Zaman içinde kişilik özellikleri, donanımı, eğitimi kültür birikimi, mesleği, iyi insan oluşu, zekası ve kurduğu ilişkiler onun topluluklar içinde bir yer edinmesini sağlar. Sonraki gelişmeler ya edindiği yeri korumak ya da yeni yerler edinmek adına çabalarla devam edip gider.

Bu devrede insan egosu kişiyi ikileme düşürür. Hem bir yandan bir gruba ait olmaya çalışır ama bir diğer yandan “ben” demekten kurtulamaz. Yaptığı her işte, kazandığı her başarıda eğer övünülecek bir durum ve kazanç sözkonusuysa “ben” kavramını ön plana çıkarır. Çünkü hala kişilik sorunları yaşamakta, özgüven edinememekte ve kendini paylaşıma kapamaktadır.

Oysa “biz” diyebilmek o insana inanılmaz bir güç kazandırır. Ben diyenle biz diyen arasında kişisel kalite farkı net bir şekilde ortaya çıkar. Özgüveni yüksek, kendini tanıyan kişi zaten paylaşımcıdır ve hiçbir başarının tek başına elde edilmeyeceğini bilir. Biz demek başarıyı paylaştırırken diğer bir açıdan bakıldığında da eğer başarısız bir durum veya ortada bir sorun varsa onun ağırlığını da paylaştırdığı gibi, çözümün de farklı beyinler tarafından düşünülüp daha kolay ve daha çabuk çözülmesini sağlar.

Biz diyebilmek aile içinde başlar. Ait olunan en küçük birlik ailedir. Çocuğun kişisel gelişiminin başladığı ve devamlılık noktasına ulaştığı yer ailedir. Burada “biz” diyerek “ben” olmayı öğrenen birey, daha büyük topluluklara girdiğinde de bu durumu koruyacak ve bu sayede birçok edinim kazanacaktır.

Biz diyebilmek ayrı bir sorumluluk katar insana. Artık sadece kendi adına değil temsil ettiği gruplar adına da düşünüp daha dikkatli ve daha kuvvetli adım atmak zorundadır. Hata oluştuğunda kendinden başkalarını da kapsayacak ve onlara da zarar verecektir.

Biz diyebilmek güç ve kişisel donanım ister. Çünkü grubun parçası olabilmek için o gruba katma değer sağlayacak bir kişi olmak gerekir. Diğer bireylerin saygısını ve kabulünü kazanmak için zaten özel bir kişi olmak gerekir. Kimse kendi birliği içinde zayıf karakterli, birşeyden anlamayan, dünya görüşü olmayan etkisiz elemanları görmek istemez. Çünkü böyle vasıfsız kişiler ile aynı gruplar içinde olmak kaliteyi de düşüreceği için diğer kişileri de aşağıya çeker. Dolayısıyla “biz” diyebilmek, çok daha vasıflı, çok daha bilgili, çok daha girişimci ve aydın olmayı gerektirir. Aynı zamanda daha güvenilir de. İyi durumlar paylaşırken belki ego biraz rahatsız olur ama hayatta birçok zorluk, kötülük,sorun ve üzüntü de olduğu düşünülürse, bunları paylaşmak omuzlardaki yükleri hafifleştirirken, yürekleri de ferahlatacak ve zorlukları üstesinden gelebilme şansını çoğaltacaktır. Cesareti artıracak ve risk almayı kolaylaştıracaktır.

Biz diyebilmek için bireyin, biz kavramını oluşturan ortak amaca en iyi şekilde hizmet ediyor olması, çalışkan, araştırmacı ve yenilikçi olması da gerekir. Çünkü dünyadaki gelişimleri takip etmek, bilgisini güncellemek, ortak amaca hizmet edecek bilgi donanımında olmak gerekir.

Sadece uyumlu iyi bir insan olmak orada kalabilmek için yetmez. İnsanın kendi varlığı o topluluğa ayrı bir değer ve soluk katmalıdır.

İşte tüm bu sebeplerden dolayı “biz” diyebilmek, “ben” demekten çok daha kıymetlidir ve her benim diyenin harcı değildir. İşte yine bu sebeplerden dolayıdır ki hangi toplulukta olunursa olunsun biz diyebilenler her zaman “ben” cilerden daha öndedirler ve daha saygındırlar. Hayata karşı duruşları daha dik ve güvenlidir.

Berna Sağlam Naipoğlu

Önceki Sayfa

Mevzuattaki GelişmelerPratik BilgilerDuyurularMali TakvimFaydalı LinklerSoru CevapDöviz Kurları Arşiviİdealist
Copyright © 2003 İdeal Yeminli Mali Müşavirlik Ltd.Şti. Yasal uyarı için tıklayınız.
Web Tasarım Ardemsoft